Bir gün bahçede tek başıma oyun oynarken ağaçtaki olgunlaşan dutları gördüm. Hemen ağaca çıkıp yemeye başladım. O kadar çok yedim ki yemekten yorgun düştüm. Ağaçtan inip gölgesine uzandım uyudum. Sonra birden ablamın çığlıgı ile uyandım.
Beni yerde ağzım burnum kıpkırmızı bir halde görünce ağaçtan düştüm sanmış. Yanıma gelip bakınca kan olmadığını karadut lekesi olduğunu anladı. Bu seferde üstümü başımı kirlettiğim için ağlamaya başladı. Bilirsin karadut lekesi de hiç kolay çıkmaz. Annemle babam işten gelip beni o halde görseler kendisine kızacaklar.
Sonra babaannem bahçeye gelip “ne oldu Nergis?” dedi. Ablam “baksana babaanne bütün üstünü kirletmiş annem kızacak bana” Babaannem, “hadi ağlama şimdi çıkartırım ben onları” dedi. Sonra karadut ağacının yanına gidip birkaç dut yaprağı kopardı, avucunun içinde parmaklarıyla ezdi, köpürttü. Elimi yüzümü dut yaprakları ile ovalamaya başladı.
“Neden?” diye sordu Verda
Çünkü karadutun lekesini sadece kendi yaprağı çıkarırmış… Babaannem, “insanda aynı bu ağaç gibidir” demişti o gün bize. “Yarasına ilacı başka yerde arayan her zaman yanılır. Her yaranın merhemi kendi dalındadır.”
Benzer İçerikler
Vasi: Koruma ve Rehberliğin Anlamı
Devamını Oku...
Pelet Nedir? Enerjinin Yeni Yüzü
Devamını Oku...
En Güzel Cuma Mesajları, Resimli, Kısa ve Uzun Anlamlı Cuma Sözleri ve Duaları
Devamını Oku...
Maliyeci Fıkrası
Devamını Oku...