Bir gün annem, “Seni evlendireceğiz”, dedi. “Kiminle?” diye sordum. “Teyzenin kızı ile”, dedi.
Yıl 1925’in sonları, ben 24 yaşıma gelmiştim. Çocuk denecek çağda, 16 yaşımda işe başladığım için, aklım sadece çalışmak, para kazanmak, aynı işi yapanlar arasında adımı duyurmak, yeni iş alanları bulmaktaydı. Evlenmeyi hiç düşünmemiştim.
Anlaşılan yaşım yirmi beşe yaklaştığı için, annem, babam, beni evlendirmeye karar vermişler. O devirde Anadolu’da bir gelenek vardı. Kızları en geç 18 – 20, erkekleri de askerliği bitirir bitirmez, 25 yaşında evlendirmek isterlerdi. Bu isteğin nedeni yuva kurulsun, erkek, kız başka yola sapmasın, gençlikte çocuk yapılsın, düşüncesiydi.
Doğacak çocukların da oğlan olması istenir ve dört çocuk beklenirdi. “ Bir anaya, bir babaya, bir ödek, bir yedek,” derlerdi. Erkek çocuklardan birinin askerde öleceğini aile baştan bilirdi, birini ödek saymak bu yüzdendi.”
Kaynak: Vehbi Koç, Hayat Hikâyem
Benzer İçerikler
Vasi: Koruma ve Rehberliğin Anlamı
Devamını Oku...
Pelet Nedir? Enerjinin Yeni Yüzü
Devamını Oku...
En Güzel Cuma Mesajları, Resimli, Kısa ve Uzun Anlamlı Cuma Sözleri ve Duaları
Devamını Oku...
Maliyeci Fıkrası
Devamını Oku...