Ben taksiciyim. Bugün bir müşterimi bıraktım, durağa dönüyorum. Bursa Şevket Yılmaz Hastanesi’nin önünde kucağında ağlayan bir bebek, eteğine yapışmış bir çocuğu da olan ve hüngür hüngür ama sessizce ağlayan bir anne gördüm.
Durdum. ‘’Abla yanlış anlamazsan buyur bırakayım’’ dedim. Bak bebek de ağlıyor, sende. Param yok ki abi dedi. Olsun, bu da benim sadakam, hayrım olsun. Neyse bindi. Eşi kansermiş, geçen hafta vefat etmiş.
Bebek de ateşlenince 40 dk. yürümüş ve gelmiş hastaneye. Önce ilaçlarını aldık, sonra evine vardık. Çaktırmadan kapı köşesinden baktım, ev perişan. Arkadaşıma borcum vardı. Onu ödeyecektim bugün.
Bir an nasıl olduysa, elim cebime gitti. Hepsini verdim. Durağa dönerken de Allah büyüktür dedim. Yarım saat geçmedi ki telefonum çaldı. Arayan emlakçı. İnegöl’de babamdan kalma, dağ başında, ama ne yolu var, ne de işe yarar diyorlar bir tarlam vardı.
3 yıl oldu, satılık ama bir kişi sormamıştı. İstanbul’dan birisi çıkmış, kaç para dediysem tamamdır alıyorum diye haber bırakmış. Gel abi bugün satışı yapalım dedi. Ne garip değil mi? Şimdi borcumu da kapattım. Arabanın yenisini de aldım.
Ey Allah’ım. Kaç kat fazlasını yarım saatte geri ödedin. Parasız kalınca ne olacak benim halim demiştim. İyi ki sana borç vermişim…
Evlilik istiyorum hayırlısı ile ciddi anlamda