Nenemin ortanca torunuyum. Tüm torunlarını sevdiği gibi benide çok sever benim tonton nenem.Ve yaşı seksen olduğu halde bizimle vakit geçirmekten okadar hoşlanırki… Aynı evde yaşıyoruz. Ve hepimizin baştacı, yaşayan çınarımızdır… Saygıda kusur etmediğimiz gibi oda bize öyle sevgiyle davranır…
Çoğu zamanda ben elinden tutar dışarı çıkarırdım nenemi. Bazen pastahaneye, bazen ise bir çay bahçesine götürürdüm.Fakat bir gün birşey farkettim. Biraz kalabalığın olduğu yere adımını atmak istemiyor,
-“Ahmedim başka yere gidelim nolur-” deyip beni başka bir çay bahçesine çekiştiriyordu…
Tiyatroyu çok sevdiğini bilirdim. Ona bir hediye alacaksam muhakkak tiyatro oyununun olduğu bir video kaset olurdu. Kasedi hediye ettiğim günün akşamı ise hep gözyaşlarıyla içli bir halde izlerdi tiyatroyu. Videodaki oyun komik bir oyun olsada yinede ağlamasına hep şaşırırdım. Sorduğumda ise,
“yaşlılıkta insanlar hassas olurlar evladım-” diye geçiştirirdi lafı. Çok defa göğsünü eline bastırdığını gördüm ağladığında.Benim gül yüzlü nenemin ona acı veren bir yarası olduğunu o gün anlamıştım…
Okulun tiyatro bölümüne yazılmıştım tamda ozamanlar. Nenem nasıl sevindi görmenizi çok isterdim. Beni çok destekledi.Oyunlarımın yazılı olduğu metinleri ezberlememe yardım eder, inanın benden önce ezberledi uzun uzun metinleri…
Bir defasında provaya götürdüm onu. Ne yaptıysam salona sokamadım. Derin derin alnı boncuk boncuk terlemiş halde zorluklanefes alıp duvara yaslandı.
-“Ben seni burda beklerim Ahmedim. Sen oyununu prova et gel-” demişti. Ne kadar da uğraşsam salona götürememiştim nenemi.
Provam iyi geçmedi o gün.Ve tiyatro oyunumun metinlerine o akşam yine nenem çalıştırdı beni.Ben yorulduğumda yatacağımı söyleyip odama gitmek için salondan çıktım. İlk önce mutfağa gidip bir bardak su içtim. Odama giderken ise nenemin tiyatro metinlerini göğsüne bastırmış halde sessiz sessiz ağladığını gördüm… O gece gözüme uyku girmedi. Gönlünde bir yarası vardı nenemin. Ve hiç durmadan kanıyordu. O ağlayınca yüreğim sıkışıyordu sanki…
Oyuna bir hafta kaldığında ben hala hazır değildim. Ve provalarda hep çok kötü oynuyordum.Oyundaki rolüm ise yaşlı birini canlandırmaktı… Son güne kadar çok uğraştım ama olmuyordu işte. Demekki benim bu işe yeteneğim yoktu.
Son gün tüm ailemi oyuna davet ettim. Nenem gelmek istemedi.Ne kadar diretsemde ikna edemedim onu. Nemli gözlerle çok üzgün bir halde odasına gittiğini gördüm. Babama nenemin neden böyle davrandığını sordum. Önce nenemle arasındaki sırrı anlatmak istemedi. Ben ise onun üzülmesine dayanamadığımı söylediğimde anlatmaya başladı babam ….
Ertesi gün neneme tiyatro salonuna girmeyip kantinde oturup bizi bekleyeceğine dair söz verip okula gelmesi için ikna ettim.Güya oyundan sonra çay bahçesine gidecektik ailecek. Hocamı oyun başlamadan önce birkenara çekip uzun uzun konuştum… Hikayeyi dinleyince aklımdaki fikre razı etmiştim en sonunda onu…
Yarım saat sonra ise seyircilerin alkışları başladığında, ağlayarak koştum kantinde bekleyen nenemin yanına.
-“Olmuyor işte. Başaramadım nenem. Ezberleyemedim metinleri. Tiyatroda oynayamayacağım. Herkes bana gülecek-” deyince elimi tutup gülümsedi bana.
-“Tıpkı evde yaptığımız gibi yap Ahmedim. Bak istersen birkere daha göstereyim sana. Bir kere daha prova edelim -” dediğinde, kimsenin olmadığı biryerde birdefa daha prova yapmayı kabul ettim. Ben üzülmeyim diye oda kabul etti… Yarı aydınlık bir koridordan elini tutup birlikte yürüdük. Başlaması için işaret ettiğimde içtenlikle başladı oyuna… O an ben koşarak sahnenin dışına çıktım. Ve perde kalktığında nenem seyircilerin önünde bulmuştu kendini… Birden alkışlamaya başladım nenemi. Bütün seyirciler de benimle birlikte alkışkamaya başladığında nenem önce duraksamış sonra ise yaşlı gözlerime bakıp cesaretlenmişti. Diğer oyuncularda sahneye gelip oyuna başladıklarında, gözyaşlarımı hiç tutamamıştım babamla birlikte… Babam bir gün önce,
-“Nenen çocukluk yıllarında tiyatroyu çok severmiş. Ama babası karşıymış tiyatroya. Kaçak kaçak katılırmış oyunlara. Bir gün okulda tiyatro oynanırken babası sahneye dalmış. Tüm seyircilerin gözü önünde, önce dövmüş, sonrada saçlarından sürüyerek sahneden indirmiş neneni. Tüm öğrenciler dalga geçmiş ozamanlar nenenle. Gülüp eğlenmişler. O günden sonra ne tiyatro oynamaya cesaret etmiş, nede kalabalığın arasına girebilmiş. Bir ömür bu yarası hep kanamış-“dediğinde kendi yerime nenemi o tiyatro oyununda oynaması için kararı verdiğim için kendimle gurur duydum o an…
Ben nenemi hayatımda hiç okadar mutlu görmedim… Kimi sahnede gözleri nemli, kimi sahnede parıldayan gülümsemesiyle oynadı oyununu… Oyun bittiğinde ise ellerim patlayana kadar alkışladım nenemi…O mutluluktan ağladıkça ılık ılık içime birşeyler aktı… Ve o günden sonra korkusunu yenip birçok tiyatro oyununda oynadı nenem…Yaralalarını iyileştirdiğim ve korkularını yenmesine yardım ettiğim için defalarca gözyaşlarıyla öptü yanaklarımı…Teşekkürler etti. Ve nenem seksen yaşında kanadığı yerden iyileşti sonunda.
Kırmayalım sevdiklerimizi. Yürekkerinde yaralar açmayalım. Önemsemeden yüreğinde açtığımız yara ömür boyu kanayabilir.O kanayan yaraların acısını ne ne zor olduğunu ise çeken bilir…
Yazar: Suat Özge
Sosyal Medyada Yazarı Takip Edin : Instagram – Youtube – Facebook
Benzer İçerikler
Vasi: Koruma ve Rehberliğin Anlamı
Devamını Oku...
Pelet Nedir? Enerjinin Yeni Yüzü
Devamını Oku...
En Güzel Cuma Mesajları, Resimli, Kısa ve Uzun Anlamlı Cuma Sözleri ve Duaları
Devamını Oku...
Maliyeci Fıkrası
Devamını Oku...