Kimsesiz ve görme engelliler bakım evinde tanışan orta yaşlarda ki kadın ve adam çok severler birbirlerini. Kışı yaşarlarken, dünyalarına baharlar gelir.Kapkaranlık dünyaları sevgileriyle aydınlanır sanki görme engelli iki insanın. Her ikisi de,
-“Seni canımdan çok seviyorum -” sözünü dilinden düşürmemektedir. Görmemelerinin yanı sıra, kör olmalarına sebep olan kazalardan vücutlarında oluşan derin izlere bakarken her halleriyle iğrendiklerini hissettikleri insanları önemsemezler bile.
Görme engelli çift için sevgilerinden değerli birşey yoktur ki artık,diğer insanların haklarında ne düşündüklerini önemsesinler…
Ve nihayetinde bu aşk hikayesi evlilikle noktalanır.
Ve yedi sene süren bu evlilikte, öyle güzel bir aşkla severler ki birbirlerini. Ama her baharın bir kışı olduğu gibi, bahar saydıkları sevgileri, o güzel aşkları da kışı görür nihayetinde.
Selvi hanım’ın dermansız bir hastalığığa tutulduğunu öğrendikleri o günlerde, Sermet bey de bir kaza geçirir. Ve bir mucize olur. Günden güne gözlerinde ışık belirmeye ve görmeye başlamıştır. Hasta eşine bu durumu söyleyince, Selvi hanım kendi hastalığını unutup bu habere öyle mutlu olur, öyle mutlu olur ki.
Fakat hiç bitmez sandıkları o aşka, Sermet bey eşi Selvi hanım’ın yüzündeki derin, çirkin yara ve yanıkları gördüğünde nazar değer sanki.Beyninden vurulmuşa dönmüştür.Biran iğrenerek bakmıştır onca sene büyük bir aşkla sevdiği ve ilk defa yüzünü gördüğü eşinin yüzüne. Düşünmez, düşünemez bile o an eşinin hastalığını. Duyguları, görmezden gelemediği o çirkin yaralar, eşine olan aşkına karşı galip gelir. Birgün ayrılmak istediğini söyler birdenbire. Ve o büyük aşk biter en nihayetinde . Kısa zaman sonra da boşanırlar. Boşanırlarken, Selvi hanımın gözyaşları biran bile dinmez. Hala okadar seviyordur ki eşini.
Boşanmalarından tam altı ay sonra. Görme engelliler bakımevinin müdüründen bir telefon alır Sermet bey. Müdürün dediğine göre, eski eşi Selvi hanım iyice ağırlaşmıştır. Hastahanededir.Ve son nefesinde bile ilk ve son aşkı, Sermet’in adını sayıklamaktadır hasta yatağında.
Sermet bey eski eşine karşı son görevini yerine getirmek için hastahaneye gider hiç zaman kaybetmeden. Son nefesinde yanında olur. Ve son nefesinde bile, gözyaşlarıyla,
-“Sermet…” diyen Selvi hanım hayata gözlerini yumar çok geçmeden. O an gayriihtiyari bir cümle dökülür dudaklarından adamın.
-“Keşke bir defa olsun gözleri görebilseydi… -” dediğinde, yanlarında bulunan doktor şaşkınlıkla gözlüğünü çıkarıp, bir Sermet bey’in yara dolu yüzüne, birdde az önce ruhunu teslim etmiş Selvi hanıma bakar hayretle. Ve şöyle der:
-“Nasıl olur da bilmezsiniz?Hala söylememiş miydi size? Hastalığından dolayı kullandığı ilaçların yan etkilerinden sebep, mucizevi şekilde tam iki yıl önce gözleri görmeye başladı Selvi hanımın.Ama bunu size söylemek istemedi birtürlü ne kadar diretsemde.Anlattığına göre eşinin yüzünde öyle büyük yara ve yanıklar varmış ki.Sizi gördüğümde daha iyi anladım ne demek istediğini Sermet bey…Kapkara bir gözlük taktı o günden sonra. Hiçbirşey görmek istemedi. Gözleri görürse eğer diğer insanların size baktığında verdiği tepkiyi vermekten, sizi istemeden incitmekten okadar korkuyordu ki. Bir an nefsine yenik düşüp sizi diğer insanlar gibi görmek yerine yine eskisi kapkaranlık bakmaya devam etmek istedi dünyaya.Gözümle değil gönlümle sevdim eşimi. Ruhunu sevdiğim adamı çirkin yüzünden sebep asla bırakmam. Dünyayı yine karanlık görür yinede bırakmam. Cümlesini duyduğumda gözyaşlarımı tutamamıştım-“
Sermet bey duyduğu cümlelerden sonra daha fazla ayakta duramaz.Önce sendeler. Sonra ise vicdan azabından yüzü bembeyaz olmuş ve titrer bir halde dizlerinin üzerine çöker eski eşinin yüzüne bakarak.
Kusuru ile sevmektir kusursuz sevmek…
Yazar: Suat Özge
Sosyal Medyada Yazarı Takip Edin : Instagram – Youtube – Facebook
Benzer İçerikler
Vasi: Koruma ve Rehberliğin Anlamı
Devamını Oku...
Pelet Nedir? Enerjinin Yeni Yüzü
Devamını Oku...
En Güzel Cuma Mesajları, Resimli, Kısa ve Uzun Anlamlı Cuma Sözleri ve Duaları
Devamını Oku...
Maliyeci Fıkrası
Devamını Oku...