On belkide onbir yaşlarındaydım o zamanlar. O sene kış başka bir çetin geçiyordu. Babam öldüğünden beri eve doğru düzgün, odun kömür alamadığımızdan dolayı, evimiz hep buz gibi olurdu. Battaniyelerle ısıtmaya çalışırdı bizi annem.
Sırf evde o soğuğu çekmemek için, gürül gürül sobası yanan, sıcacık sınıfımı bırakıp okuldan eve dönmek istemezdim. Elimizde, avucumuzda pek birşey kalmadığınıda hissetmeye başlamıştım son zamanlarda.. Çünkü ne zaman sofra kurulsa annem, bir parça bayat ekmek koyardı önümüze. O soğuk havada kaskatı kesilmiş ekmek boğazımızdan geçmezken, her defasında anneme neden yemediğini sorduğumda,” ben siz gelmeden yedim kuzum-” demesi hala hiç aklımdan çıkmıyor…
O günlerde pek bir halsizleştiğini ve fazlasıyla düşünceli tavırlarını farkedip sorsamda,”sen çocuksun anlamazsın” deyip yanaklarıma öpücük kondurması o buz gibi evde yüreğimi ısıtıverirdi…
Yine bir gün akşam yemeği vakti çok düşünceli görmüştüm annemi….Küçük kardeşim fazlasıyla acıkmış olacakki ağlamaya başlamıştı…Bende karnımın acıktığını söyleyecek oldum, sendeleyerek kalktı oturduğu yerden….Beklememizi söyleyip, sokağa attı kendini. Köyün çamurlu yollarında nereye gideceğine karar veremez halini gördüğümde camdan bakarken, o çocuk aklımla anlam verememiştim…Yarım saat kadar sonra ise elinde yine bir parça bayat ekmekle geldiğinde, yüzümüz düşmüştü…
Artık boğazımdan geçmediğini hissettim kuru ekmeğin….Her bir parçayı ısırdığımda, annem önümüzdeki tastan su içiriyordu ikimizede.-“Sen neden yemiyorsun? -” diye soracak oldum….Herzamankinden daha kısık bir sesle, – “Ben siz gelmeden yedim kuzum” dedi….O akşam yüzünün fazlasıyla solgun olduğunu hissettim…Gözlerini açamıyordu adeta…
Kardeşimi ve beni sarıp sarmalayıp, olanca battaniyeyide üzerimize örttü, ayazı fazlasıyla hissetttiğimiz o gece…Sabah uyandığımızda, annemi ne kadar uyandırmaya çalışsamda annem hiç hareket etmedi…Yarım saat sonra uyanmadığını görünce komşumuz Melehat teyzeyi çağırmıştım….Mahallenin kadınları bizi kucaklayıp evden çıkarırlarkende ağladıklarını görmüştüm…
Ve o gün annemin açlıktan öldüğünü öğrendim….Komşu kadınların, “-Çok gururlu kadındı….İhtiyacım var deyip birşey istemezdi. Geçen akşamda bana geldi….Bir parça bayat ekmeğin varmı? Köfte harcı yapacağım” diye fısıldaştıklarını duymuş, annemin onlardan bayat ekmek isteğini anlamıştım…Ve o bayat ekmeklerle bizi hayatta tutabilmek için, bize o ekmeği yetirebilmek için kendisi bir lokma bile yememişti. Büyük bir fedakarlık yaparak, açlıktan ölmüştü canım annem…Şimdi elli yaşındayım ve yediğim hiçbir yemeğin beni o bayat ekmek kadar doyurduğunu hatırlamıyorum…
Her okuduğumda sanki yaşiyormuşum gibi hissediyorum okumadan edemiyorum çok duygusal ama eğitici