Can YÜCEL 1973 yılında evliliğe bakışını şu sözlerle anlatır:
“Evlilik , inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için.
17 senede ( abartmıyorum ) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum aynı zamanda da…
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor.
Evliliği toplumun dayattığı şekilde yaşamamaktan…
Nedir bu dayatmalar?
Erkeğin muhakkak kadından yaşça büyük olması, eğitim seviyesinin erkeğin lehine ya da en azından eşit olması bunların sadece ikisi… Olmaz, yürümez diyor toplum…
Erkek yaşça büyük olmalı ki, kadına ‘höt’ dediğinde oturmalı kadın…
Ya da yumuşatıyorlar; efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum falan) küçük olmalıymış yaşı…
Eğitimde de böyle… Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş, evde kalmakmış layığı!
Eşim benden 2 yaş büyük; ne ‘höt’ dememe gerek kaldı 17 senede, ne de benden önce çöktü…
Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti.
“Ooo Can Bey kapmışsınız çıtırı” esprilerine muhatap dahi oldum.
Eşim 3 üniversite bitirdi; ben bi taneyi 9 senede bitirdim…
Ne o bana bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik baktım…”
sebepsiz sevmektir aşk,
nedeni olmadan bağlanmak birine.
Gözlerine baktığında erimektir içten içe,
Can Yücel
Işıklar içinde uyu Üstadım. Sen zaten Tabuları tabutlara koymakta da çok ustasın.